Eylemler, iş bırakmalar: Aile Hekimliği Sorunu Çözülmelidir

Geçtiğimiz iki yılda dünyanın içinden geçtiği zorlu süreçte Türkiye, özellikle pandemi döneminde kurduğu sağlık sistemi ile öne çıkmayı başaran nadir ülkelerden olması ile adından oldukça söz ettirmeyi başardı. Ancak kurulan sistemin ana taşıyıcısı olan doktorların sırtına bindirilen ağır yükün faturası; parlak beyinlerin yurt dışına gitmesi ile sonuçlandı. Bu süreçte sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan: “En az alan doktor ne alıyor dedim, '8-9 bin' dediler. En fazla alan ne alıyor dedim, '25-30 bin' dediler. Özel sektör çok veriyormuş, oraya gidiyorlar. Açık konuşuyorum, varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteyi yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Biz asistan doktorlarımız ile buralarda devam ederiz. Daha da ileri gidiyorum; yurtdışından dönmek isteyenlerin dönüşünü sağlar, buralarda görevlendiririz” dedi. Yalnız sn. Cumhurbaşkanımıza iletilmeyen en önemli nokta Tıp fakültesi öğrencilerinin ve asistan hekimlerin yabancı dil çalıştığı ve çok kısa bir süre içinde yurtdışına gidebilecekleri gerçeği idi.

Hekimlerinin içerisinden geçtiği sürecin detaylı şekilde ele alınması gerekmektedir. Sürecin öncesinde ve sonrasında oldukça ağır etkilenenlerin başında ‘aile hekimleri’ gelmektedir. Sistem içerisine bakıldığında, bugün itibariyle 55 bin aile hekiminin ortak görüşü hekimlerin yoksulluk sınırında olmalarıdır. Hekimler, "84 milyon vatandaşa sürekli sağlık hizmeti veren biz aile hekimleri birinci basamak sağlık hizmetlerinin iyi idare edilmediğini düşünüyoruz. Ayrıca bu durum 84 milyon vatandaşında moral, motivasyon ve sağlık durumunu etkiliyor" diyorlar. Hekimlerin çok uzun zamandır hak arayışına karşın hükümetin bu konuda adım atmaya isteksiz olduğu izlenimi vermesi süreci çıkılamayacak bir noktaya doğru gitmeye zorluyor.

HEKİMSEN Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Adil Kurban, aile hekimlerinin yaşadıklarını HaberTıp’a anlattı. “Tüm hekimlerin ve onlar içinde aile hekimlerinin ekonomik sorunlarının yanında özlük haklarına ilişkin çok ciddi sorunları var. Bunu o çok uzun zamandır dillendirmemize rağmen hiçbir sonuç alamadık ve çaresiz sendika kurmak zorunda kaldık” diyen Adil Kurban’a göre aile hekimlerinin cari giderleri için ayrılan ödeneğin iyileştirilmesi, maaşlarda düzenleme ve hekimlerin iş güvencesini tehlikeye atan ceza yönetmeliğinin birçok açıdan düzeltilmesi gibi talepleri var. Aile hekimleri pandemi boyunca aktif olarak çalıştı, buna rağmen ekonomik olarak desteklenmemesinin yanında iş güvenliği konusunda da mevzuata dair bir düzenleme yapılmadı. Kurban bu noktada mevzuatın belirli bir yapının tek elinde olmadan sendikanın da fikrinin alınması gerekli olduğu vurgusunu yapıyor; “Bakın sistem teorileri içinde adeta pili biten, yok olup giden sistemler kapalı sistemlerdir. Bunlarda bir geri besleme mekanizması yoktur. Hiçbir doğru düzenleme yapılamaz ve bu sistemler durur. Açık sistemlerde ise geri bildirim mekanizmaları vardır. Bunlar sistemi regüle eder ve bu sistemeler yaşar / yaşatır. İşte bizim sistemimiz ‘ben yaptım oldu’ prensibi ile çalışan kapalı sistem örneğidir. Mesela biz Diş Hekimliği ve Acil Hekimliği Çalıştayları yaptık. Şimdi de sırada Aile Hekimliği Çalıştayı var ama yine şu sıralarda yeni bir Aile Hekimliği İşletme Yönetmeliği’nin yolda olduğunu öğrendik. Yine hiç kimsenden geri bildirim talep alınmadan, hop diye bir yönetmelik üzerimize bırakılacak. Bu da yeni bir problemler yumağı oluşturacak”

“SÖZLER YERİNE GETİRİLMEDİ”

HEKİMSEN Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Kurban, “Türkiye’de ve dünyada başlayan yüksek enflasyon öncesi üç yılda aile sağlığı merkezlerinin cari giderlerinin %260 artmasına rağmen sadece %50’lik bir iyileştirme yapıldığını ve pandemi ile birlikte yaşanan enflasyon furyasında ise yakıt gideri, çalışan giderleri %100-300 artmasına rağmen yine sadece %60’lik bir iyileştirme yapılmasına aile hekimlerinin zorlandığını hatırlatarak, gelirlerin önemli düzeyde azaltıldığını, hatta son maaş artışlarında uzman farkının bile verilmediğini vurguluyor. Kurban’ın dikkat çektiği noktalar şu şekilde:

“Türkiye’de DİE göre 2021 günlük hasta ortalaması 40 iken bakanlık 80 hastadan sonrası için en fazla 5000 ₺ verilecek dendi. Bu da ancak kısa aralıklarda bazı hekimlerin en üst sınırdan alacağı bir ücret olduğu gibi verilen emeğin karşılığını da yansıtmıyor. Bu bakış açısı ve yaklaşım ile hasta sayısı azalmaz artar. Bunun nedenlerini burada açıklamaya fırsat olmayacaktır. Bir de bizden istenen ‘Hastalık Yönetim Platformu’ takipleri var. Bu platformda hasta takibi yapmak ortalama 15 dakika kadar alabiliyor. Şimdi sadece bu platform için 15 dakika, hasta muayenesi, bilgisayarda AHBS işlemleri, reçete yazma kaç dakika tutar lütfen bana siz söyleyin ve nasıl yapılacağını bana anlatın.”

“Aile hekimleri kendi kendilerinin sekreterliğini yapıyorlar. Bir hastaya ayrılan süre en fazla 4-5 dakikaya kadar düşmüş durumda. Bu sürece muayene, tanı, süreç, sekreterlik faaliyetlerinin tamamı giriyor. Bu şartlarda bir hekimden iyi performans vermesi beklenemez. Bunun yanında birçok aile sağlığı merkezinde güvenlik görevlisi eksikliği var. Herhangi bir olayla karşılaştıklarında polis çağırmak zorunda kalıyorlar. Bu da müdahale zamanının gecikmesine yol açıyor. Güvenlik sorunu için bütçe artışı gerektirmeyecek şekilde proje sunduk ama kabul edilmedi.”

“Aile Hekimleri sözleşmeli hekimlerdir. En son Toplu Sözleşmede herkese %7 yapılırken sözleşmeli personele %25-45 arası zam yapılmıştı. Aile hekimlerine de %7 yapıldı. Gelirleri yıllar içinde enflasyona ezdirildi. Dahası Sağlık Bakanlığı hukuk biriminin katkısı ile bir yönetmelik hazırlanıyor. Bakıyoruz ki yönetmelik uygulanamaz nitelikte veya Anayasa’ya bile aykırı şekilde tasarlanıyor. Tabii dava ediyoruz, bakıyoruz bunun üzerine yine değiştiriliyor ama düzeltilmiyor. Yine E-İmza Kanunu’na rağmen e-imzalı evrak kabul etmeyen işte Sağlık ve Çalışma Bakanlığı bürokratları idi.”

“1 sene içerisinde onlarca defa Sağlık Bakanlığı ile görüştük. Bakanlık ile devamlı yazışmalar yapıldı. Çalıştaylar planlanıyor. Geçtiğimiz mart ayında sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan 5 madde halinde hekimlere iyileştirme önerisi getirdi. 5. Madde aile hekimlerinin özlük haklarını ilgilendiriyordu fakat hemen hiçbir girişimde bulunulmadı.”

“AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİ TEHDİT ALTINDA”

Kurban, sn. CB. Erdoğan’ın söz verdiği iyileştirmeler yapılmazsa aile sağlığı merkezlerinin fonksiyonlarını düzgün yerine getirme yeteneğinin ortadan kalkacağını ifade ederek, “Tek bir tarafın hazırlayacağı yönetmelik sağlıkta kaliteyi arttırmayacak, Demokles’in Kılıcı misali aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının üzerinde sallanacak şekilde tasarlanmasının demokratik olmadığı ortadadır” dedi.



 8.12.2022     Hit: 175

Tüm Haberler